2/27/2010

Ben Çözemedim..:)



Ekonomi sınıfında bile rahat koltuklarda uçuş keyfi yaşadığınızı anlatmak isteyen KLM uçak firmasının ünlü sihirbaz Ramana ile yaptığı bir gerilla reklam çalışması.

2/21/2010

Sadece Israil kadınları mı?



Mccan Erickson/Tel Aviv

Thousands of women in Israel are held against their will in the prostitution industry.Don't be an accomplice...

Dünyada her yıl açlık, yoksulluk, işsizlik, borçlanma, savaşlar vb. nedenlerden dolayı milyonlarca kadın fuhuşa zorlanıyor ve seks işçisi olarak çalıştırılıyor. Hayat kadınları özellikle yoksulluğun ve açlığın kol gezdiği Rusya, Moldovya, Letonya, Litvanya, Estonya, Ukrayna, Romanya, Bulgaristan, Makedonya, Kosova, Afrika ve Güney Asya ülkelerinden alınıp, dünyanın her tarafına satılıyor esir ediliyor, tecavüze uğruyor ve sırtından büyük miktarda paralar kazanılıyor.Mccan Erickson tarafından bu konuyu eleştirmek için hazırlanan harika bir basın ilanı.

2/20/2010

Dünya Bize Sırıtan Bir Leştir..



Her gün 5 milyon çocuk ölmek zorunda değil...

Öncelikle Chemistry,Dublin reklam ajansını bu başarılı filmi için tebrik etmek lazım ancak bu konuda bir kaç şey de söylemek isterim..Bu film bana Toskani'nin reklam hakkındaki görüşlerini hatırlattı..Hatırlarsanız Oliver Toskani Reklam Bize Sırıtan Bir Leştir adlı kitabında reklama ayrılan bütçe ile tüm dünyanın nasıl kurtarılacağını istatistiki verilere dayanarak açıklamıştı.Toscani’nin kışkırtıcı, değerleri alt üst eden reklamları bir markanın tüketimini körüklemeyi amaçlıyor.Ve aslında reklamı değinilmesi gereken amaçlara hizmet olarak görüyor.Reklamı Toskani gözüyle görseydik sanıyorum böyle reklamlar izlemek zorunda da kalmayacaktık.Çünkü Dünyanın yılda reklama ayırdığı bütçenin %10'u ile her gün 5 milyon insanı kurtarması hiç de sürpriz olmayacaktır.

İnsanlar açlıktan ölürken bizlerin de sadece izlemekle yetinmesinin yine bizim insanlığımızla ilgili olduğunun kanaatindeyim.İğneyi de çuvaldızı da kendimize batırarak düşünmemiz gereken çok önemli bir konu.

Manaajans'ın yeni yüzü...



Manajans JWT Başkanı Zeynep Başaran'ın Şubat 2010 itibariyle görevinden ayrılmasının ardından yeni ajans başkanı Tuğbay Bilbay oldu.

Tuğbay Bilbay kimdir?

1972 yılında İzmir’de doğdu. Üniversiteye kadar sırasıyla Ankara, Merzifon, Samsun ve İzmir’de okudu. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu.

1998’e kadar Yapı Kredi Bankası Kurumsal Pazarlama bölümünde portföy yönetmenliği yaptı. Aynı yıl M.A.R.K.A.’nın kurucusu Hulusi Derici’ye yazdığı bir mektup reklam kariyerini başlattı. 2000 yılında aynı ajansın yaratıcı yönetmeni oldu. 2002-2006 yılları arasında Leo Burnett ve 2006 yılından günümüze kadar Grey İstanbul’da yaratıcı yönetmen olarak görev yaptı. 100’ün üzerinde ödülü ekip arkadaşlarıyla paylaştı. Bu ödüller arasında Türkiye’nin kazandığı ilk altın The One Show kalemi, 4 gümüş LIAA, gümüş Clio ve D&AD inbook ödülleri de var. Grey’deki çalışma sürecinde Grey Group tarafından verilen “Accelerating Creativity” ödülünü kazandı ve Grey'in Global Yaratıcı Komitesi’nin 12 daimi üyesinden biri oldu. Çalışmaları Luerzer’s Archive, D&AD, Communication Arts, WPPED Cream gibi dergi ve seçkilerde yayımlandı. NYfests, Golden Drum, Kristal Elma, GMK jürilerinde görev yapan Tuğbay Bilbay’ın, takım arkadaşlarıyla birlikte aldığı başlıca ödüller arasında Cannes Lions’dan gümüş aslan, altın Epica ve NYFests’den altın madalyalar, çeşitli Golden Drum ödülleri, 3 Effie ve 5 adet ulusal büyük ödül de bulunmaktadır.

Tuğbay Bilbay röportajı için;
http://elmaaltshift.com/2008/12/02/tugbay-bilbay-engin-kafadar/

Tuğbay Bilbay'ın Hulusi Dericiye yazdığı mektup özellikle beni çok etkilemiştir ve bizlerin de hayallerine ulaşabilmesi için birşeyler yapması gerektiğini yeniden hatırlatmıştır..Çünkü tek bir mektup hayat değiştirir..Tek bir söz..Bazen tek bir iş..

2/17/2010

Ödülle İmajı Zedeleyen Bilgi..





































BİZ SUSARSAK, KİM KONUŞACAK?...(:



NOT: Cumhuriyet'ten hoş bir alıntı!!! Artık bu işe söyleyecek sözü olamayanlara:):):)

2/12/2010

Aynısından Miraj'a da almalı...:)



Hoyoung Lee’nin kısalan kurşun kalemleri, kartuş olarak kullanmaya yarayan konsept yazıcı tasarımı.Yazıcının sağ üst köşesindeki deliğe kalemi yerleştirip düğmeye basıldığı anda, ahşap ve kömürü ayırarak, kurşun tozu ile yazdırma işlemine başlıyor.Kurşun kalem kullanılan tasarımda, çıkışı alınan kağıdı silme özelliği ile hataları düzeltme ve aynı kağıdı yeniden kullanma imkanı da mevcut. Hem fonksiyonel, hem de çevreci.

Bu muhteşem icadı gördüğümde aklıma hemen "Fakir ama Gururlu"ajansımız MİRAJ (Marmara İletişim Reklam Ajansı)geldi..Haftaladır bozulan printer ile uğraş veriyoruz.Çok sevgili arkadaşım Eyüp Çeri'nin artık printer ile kanka olup gizli gizli konuştuğuna bile tanık olmuştum.En son kendisini ajansta printer ile "Hadi be güzelim,Hadi be canım bak son kez bir çıktı alayım inan bu çok önemli"şeklinde konuşmayla hatırlıyorum..Bu durum her ne kadar içimizi acıtsa da ajans içerisinde yinede espri konusu olmuş ve bu konuda Eyüp'ün arkasından dedikodu yapmamıza vesile olmuştur..Bu yazımı o nedenle kendisine ithaf etmekteyim..Bence artık bunu almalıyız Eyüp:)..

Velhasıl konumuza dönecek olursak beğendiğim bu güzel icadı sizlerle paylaşmanın mutluluğu içerisinde olarak bir de fikir vermek isterim..Eğer bu yazıcıyı alacaksanız bol bol IKEA'ya uğramanızı tavsiye ederim..Her gittiğimde bir avuç alıp çantama attığım mini kurşun kalemler, bedava kartuş görevi görecektir..:)

2/11/2010

Canadian Cancer Society..



DDB/Toronto,Canada tarafından düşünülmüş çok başarılı bir sosyal sorumluluk kampanyası..Hiç bir söze gerek kalmadan tek bir nefeste sigaranın verdiği zararı anlatması bakımından da oldukça iyi düşünülmüş bir reklam..İzlerken korkuttuğu kadar aynı oranda da düşündürücü...Çok beğendim..Özellikle sigara kullanıcılarına iyi seyirler dilerim..:)

2/08/2010

En doğal renkler...


Leo Burnett/Beirut tarafından düşünülmüş harika bir gerilla...Doğal saç renkleri daha iyi anlatılamazdı herhalde..
(KOLESTON)

2/07/2010

Sosyal Medya Forumu







Sosyal Media in Turkey forumu 10 şubatta "Sosyal Medya İletişimi Nedir?"başlığı altında The Marmara'da Darren Monroe,Ahmet Hakan Coşkun,Cüneyt Özdemir ve Orağ Eğin gibi uzmanların katılımıyla gerçekleşecektir..Darren Monroe'nin ABD Başkanı Obama'nın 2008 seçimlerinde sosyal medyadan nasıl yararlandığını da anlatacağı bu forumda uzmanlar, iş dünyası bu yeni medyayı nasıl kullanmalı?,nasıl yararlanmalı?,sosyal medyanın risklerinin neler olduğu gibi bir çok soruyu da masaya yatıracaklardır.

Kulağa hoş gelen sözler uygulamaya geçilmediği sürece hiçbir şirket için değer taşımıyor.Uygulamaya geçmek için önce anlamak,sonra da stratejiler oluşturmak gerekiyor.Bu forumun uygulamaya geçme aşamasında çok yararlı olacağı düşüncesindeyim..Herşeyden önce hakkında bu kadar bilgi kirliliği olan sosyal medyayı anlamamıza yardımcı olacaktır..

2/06/2010

Pazarlamanın yeni taktiği...



JWT/Hollanda reklam ajansı çalışanları ''kitkat'' ürünü için çok akıllıca bir pazarlama metodu uygulamışlar.Ajans sahte bir isim ile bir e_posta adresi almış ve iki büyük haber portalına ''KitKat’ten bir ısırık aldıktan sonra gofrette İsa silüetini gördüklerini''yazmışlar ve yanında da fotoğraflarını göndermişler.Buna inanan haber portalları ise bunu gerçek sanıp haber yapmışlar.Ve bir çok haber portalında,bloglarda,internet sitelerinde bu haber yayılmış..Böylece sahte bir kamuoyu oluşturmayı başarmışlar.Hiç bir maliyet gerektirmeksizin sadece bir e_posta ile ürün tüm Hollanda'da duyulmuş ve reklam için ekstra bir bütçeye çok da gerek kalmadan amaçlarına ulaşmışlar..

Bu haber bana ülkemizde süregelen benzer nitelikteki pazarlama stratejilerini hatırlattı..Hatırlarsanız bir üniversite öğrencesi tez ödevi için ve hayalindeki ajansa girebilmek için "gittigidiyor.com" sitesine Bilkent’in meşhur seksi kızlarıyla kullanılmış tangayı bağdaştırarak bir tanga ürününü satışa sunmuş ve milyarlara varan teklifler almıştı..Bir diğer örnek ise fulya'nın aldatan sevgili videoları..Fulya isimli karakterin “Eski Sevgilime Kapak Olsun” isimli videosunun internette ne denli ilgi uyandırdığını da hepimiz hatırlarız..İşte viral kampanyanın gücü..:)

2/04/2010

İşte beklediğim reklam..


Aksigorta
by firat

McCann Erickson Istanbul’dan Aksigorta’nın yeni kampanya filmi.

IAA tarafından bu yıl düzenlenecek olan reklam kampanyasının konusu bildiğiniz gibi sigorta bilinci..Yarışma için çalıştığım tarihlerde sevdiğim bir arkadaşım tarafından bu reklam senaryosu elime geçmişti.Senaryoyu okuduğum günden beri merakla nasıl bir şey olacak diye bekliyordum.Kırılma sahnelerini beğendim..Ancak onun dışında çok da etkilendiğimi söyleyemem..:)IAA'e hazırlanan tüm arkadaşlarıma ithafen..Herkese başarılar...

2/03/2010

Veee Serdar Erener Yılın Reklamcısı...!


Mediacat dergisi bu yıl ilk kez 3 aşamalı bir yoklama süreciyle reklam dünyasında yılın liderlerini belirledi..Yapılan bilgi ve araştırmalar tek bir kişiyi gösteriyordu..Serdar Erener..Benim çok sevdiğim ve çoğu işini dikkatle takip ettiğim bu reklam dehasını önce sizlere anlatmak isterim..

Serdar Erener kimdir?

1960 yılında İstanbul Kanatlarımın Altında'da dünyaya geldi. Ekonomik durumu iyi bir ailesi olan Erener, o dönemin koşullarına göre oldukça iyi şartlarda eğitim almıştır.Cağaloğlu'nda bulunan Büyük Reşit Paşa İlkokulu'nu bitirdikten sonra Robert Kolej'e devam etti. Mezuniyetinin ardından diplomat olmak istediği için Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne kaydolan ancak daha sonra Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'ne geçen Erener, tembel olmasına rağmen başarılı bir öğrenciydi.

O dönemde evlenen reklamcı üniversiteyi bitirdiğinde 30 yaşındaydı. Geç mezuniyetini daha sonra sözlerle açıklayacaktı:

''21 yaşında girdiğim üniversiteden 30 yaşında mezun oldum. Belki okulu bitirmezdim ama bir gün yurtdışına gitmem icap etti. Pasaport ve vize için üniversiteden çıkış almam ve askerliğimi tecil ettirmem gerekiyordu. Ben de mecburen okulu bitirdim.''

Gazeteci arkadaşı Ali Boratav'ın tavsiyesiyle reklam ajanslarında iş aramaya başlayan Erener, 1985 yılında Reklamevi’nde metin yazarı olarak çalışmaya başladı. Reklamcılık kariyerinde istikrarlı bir yol izleyen reklamcı, 1995 yılında ise Young & Rubicam/Reklamevi’nin CEO’su oldu. En başarılı reklam kampanyalarının yaratıcısı olan Erener, 1997 ve 1998 yıllarında İstanbul İletişim Fakültesi tarafından "Yılın Reklamcısı" seçildi.

Serdar Erener, 1995 yılından beri yönetmekte olduğu Y&R/Reklamevi'nden 31 Aralık 2003tarihinde ayrıldı ve Alameti Farika isimli ajansın başına geçti. Erener'in Tolga ve Emine isimlerinde iki çocuğu vardır.

2010 yılında ise Nil Karaibrahimgil ile hayatını birleştiren Serdar Erener yine marjinalliğinden söz ettirerek herkesten farklı bir evlilik yapmıştır.Mısır'ın Nil nehrinde O ülkenin yerel kıyafetleriyle uzun zamandır hayatında olan(Nil Karaibrahimgil 15 yaşından beri Serdar Erener ile tanışmaktadır)ünlü sanatçı ile evlenmiştir..

Bu kadar magazin haberinden sonra asıl konuma gelecek olursam..Çoğu genç reklamcının yanında staj yapabilme imkanına sahip olmak isteyeceği bu reklamcı benimde ah keşke bir gün karşılaşıp sohbet edebilme şansına erişebilsem dediğim ender insanlardandır..Tabi her büyük insanın sevmeyeni de çok olur..Serdar Erener de bazı kesimler tarafından oldukça eleştirilmektedir...

Arçelik’in Çelik’i, Garanti’nin Bonus kafaları ve 12 Dev Adamları, Turkcell’in Cellocan’ları, Cola Turka’nın Amerika’lı ünlü komedyen Chevy Chase’li reklam kampanyası, Hazır Kart’ın Özgür ruhları… Reklamları kadar reklam jingle’ları da çok konuşulan bu yaratıcı adamın bunlar sadece bir kaç işidir..Ve reklamverenlerine ''Bizi %70 özgür bırakın sizi meşhur bir marka yapalım''vaadiyle işlerini gerçekleştiriyor..

Oldukça iddialı değil mi??...:)Zaten ben de reklamcıların bu kadar iddialı ve böylesine müthiş özgüven sahibi olmalarını seviyorum..

Serdar Erener'i yıllardır binlerce insanın tebrik ettiği gibi şimdi bende bir kez daha tebrik ediyorum..Ve yeni yaşıma girdiğim şu saatlerde pastamı hayalimde üflerken bir dilek tutuyorum..

Serdar Erener söyle bakalım sen mi beni yeneceksin ben mi seni:):)?..........

Yok yok ben bu kadar iddialı olacak kadar olmadım daha:)..Dileğim bir gün seninle tanışabilme şansına erişebilmemdir..

2/02/2010

Smoking...Kills...


Agency:Mac Film Stockholm..1995'te Leo Burnett Agency tarafından başka formatta çekilmiş olan ''sigara öldürür''reklamının bir benzeri yeniden çekilmiş.Çok başka yerden bakan bu reklam amacına oldukça ulaşmış görünüyor...:)Tüm sigara kullanıcılarına ithafen..:)Oldukça başarılı...

Farklı Çalsın..:)


Ogilvy(Kiev)ads'ten çıkan ve sonunda tebessüm ettiren hoş bir telefon reklamı..Reklamda japonların oynaması da reklama ayırca bir sevimlilik katmış..

Bu gerilla Türkiye'de yapılsa...:)?

Aubade www.frenchartofloving.com from Chainsaw Advertainment Company on Vimeo.


Fransız bir iç giyim markası olan Aubade,yeni internet sitesinin tanıtımı için ''komşu kızı fantazisi''yöntemini seçmiş.Oldukça ilgi çekici ve başarılı olan bu yöntem Türkiye'de yapılmış olsaydı neler olurdu diye düşünmekten kendimi alamıyorum.Ama biliyorum ki türk erkeği affetmez..Gerilla anlamazdı..:)Türk erkeği şeklinde genel bir kitleye bunu söylemem lütfen yanlış anlaşılmasın...Üzerine alınma meselesi tamamen...:)Uzun lafın kısası çok ama çok beğendimm..Ama ülkemizde uygulanması zor bir yöntem olduğu kanaatindeyim..:)

Eksik Bir Şey Mi Var Hayatında....


IKEA reklamındaki ''yine mi bamya''diyen küçüğün sözünü hatırlarsınız..Bende artık Vodafone görünce yine mi yeni bir kampanya..demekten kendimi alamıyorum..Bu kez Graffiti akımıyla yeni bir basın ilanı çalışması yaptı.Gerçi Türkiye'de kabul görmek için artık ne yapacağını şaşırdı..Mediacat'in yaptığı araştırmaya göre de Vodafone 2009'da en hızlı büyüyen ve reklam yatırımını en çok arttıran reklamveren pozisyonuna yükselmiş görünüyor..Evet artık Vodafone bilinirliğini arttırmayı başardı ancak mevcut Vodafone kullanıcılarının yüzdesine bakınca hala yeteri düzeye ulaşmadığı görülmektedir..Zaman sadece birazcık zaman demiş sevgili Sezen Aksu ancak Vodafone yeteri kadar zamana ve tecrübeye sahip bir marka zaten..Çok da acımasız olmak istemem çünkü Türkiye'ye bir anda gelen ve Telsim mirası imajıyla sektöre adım atan firma aslında çok da kötü bir başlangıç yapmıştı..Ancak bu kadar reklam yatırımı yapan bu dev markanın başka stratejilerle devam etmesi gerektiğine inananlardanım..Yeni kampanyasına gelecek olursam,burada sanki gençler Vodafone'dan memnun değillermiş,çok da özgürce konuşamıyorlarmış gibi isyan etmişler..Ben biraz daha tersten anlamış bulunuyorum bu yeni reklamlarını..Ancak böyle de bir anlam da çıkıyor..Kendi kendini beğenmeyip değiştirmeye çalışan bir yöntem izlenmiş..Korkum yakında şöyle bir kampanya ile karşımıza çıkması..
''Vodafone ile cebinizi özgür bırakın'('Hiç bir isteğimiz olmadan..)Artık her hafta her vodafone kullanıcısına 250 kontör bedava..:)Cebinize değil vodafone'a yüklenin...:)

Senin Kalbin Fesat..:)






Güzel ve bir o kadar da ilgi çekici bir basın ilanı...Bir Çikolatalı dondurmadan neler yapılabileceği yaratıcı bir bakış açısıyla anlatılmış..Her ne kadar Light olsa da çikolata yiyerek böylesine seksi bir vücudumun olacağına inanmasam bile..:) Çok beğendim..:)

2/01/2010

Ben Başladım....

Psikolojide Popüler Optimist-Güçlü Kolerik diyorlar bana...
Arkadaşlarım ise çok konuştuğumu...
Ailem bazı şeyleri fazla abarttığımı...
Hocalarım ise bu çeneyle iyi bir Müşteri Direktörü olabileceğimi...
Tanımayanlar oooo kim bilir neler söylüyorlardır...:)
Bense iyi bir insan olabilme yolunda emek harcadığımı söyleyebilirim...
Ve tabiki iyi bir reklamcı olabilmek için...
...

Neydi iyi bir reklamcı olmak..Reklamcı olmak emekti..(Bkz:Selvi Boylum Al Yazmalım:)...Evet gerçekten Türkiye'de reklamcı olmak hayaliyle yola başladıysanız emek vermekten göbeğiniz çatlayabilir.

Her zaman söylediğim''Bu sektörde arkanda dayın yoksa karşında çok kabadayın olur''gerçeğine inat...herşeye rağmen Ben başladım...

Hadi hayırlısı....